KIL YAPISI VE KILIN EVRELERİ
Anagen kılın anatomisi:
Anagen kılda 4 zon bulunmaktadır. Derinden yüzeye
doğru olan bu zonlar sırasıyla şunlardır:
1) Kıl bulbusu
2) Suprabulbar zon
3) İstmus
4) İnfundibulum
Kıl bulbusu, genellikle
yağ dokusunda lokalize olup kıl matriksinden ve kıl papillasını
çevreleyen bazofilik germinatif tabakadan
oluşmaktadır. Kıl papillası mezenkimal yapıdan
gelişmiştir.
Suprabulbar zon, bulbusun
hemen üst kısmında yer almakta olup transvers kesitte anagen kılın
tüm katmanları rahatlıkla incelenebilir. Folikül
merkezinden dışarı doğru sıralandığında kıl
sapı medullası, korteks, kütikül, Huxley tabakası (iç
kök kılıfı), Henle tabakası (iç kök kılıfı),
vitröz tabaka, fibröz kök kılıfı görülmektedir.
İstmus, suprabulbar
zonun üst kısmında yer almakta olup, alt kısmında erektör pili kası
folikülün fibröz kök kılıfına girmektedir. Bu zonun
üst kısmında ise sebase kanal foliküler
kanala girmektedir. Bu zon foliküler keratinizasyon
için önemlidir. İstmusun orta kısmında iç
kök kılıfı deskuame olup kıl şaftını foliküler
duvardan ayırır. Bu noktada, dış kök kılıf
hücreleri granüler hücre tabakası oluşmadan kornifiye
olurlar. Buna da trikilemmal
keratinizasyon denir.
İnfundibulum alt kısmında
sebase kanalın girdiği yer ile bağlıdır. Dış kök kılıfının
kornifikasyonu granüler hücre tabakasının formasyonu
ile birlikte oluşur.
Katagen kılın anatomisi:
Katagen fazın başında kıl matriksi kaybolur ve
papillayı çevreleyen epitel hücreleriyle yer
değiştirir. Epitel hücrelerin nukleusu piknotiktir ve
folikülün alt kısmında apopitoz
gerçekleşir. Vitröz tabakada kalınlaşma sonucunda bu
yapı belirgin hale gelir. Fibröz kılıf da
aynı zamanda kalınlaşır. Epitel hücreler yukarı doğru
hareket ettikçe geride büzülmüş fibröz
kök kılıfı kalır ve buna da “stela” denir. Epitel
hücreler üst kısımda “club” kıl oluştururlar.
Katagen dönemin başlarında club hücrelerde nukleus
bulunurken merkezden dışa doğru
kornifikasyonun başladığı dönemde nukleus kaybolmaya
başlar.
Telogen kılın anatomisi:
Katagen fazın sonunda telogen faz başlar ve kıl
papillası iğsi şekilli nukleuslardan oluşan
hücrelerle dolar. Papilla epitel hücrelerin altında
yer alır ve buna sekonder kıl germ veya
telogen germ ünitesi denir. Bu ünitenin üstünde
telogen club gittikçe kornifiye olur ve
santrifugal bir yayılım gösterir. Bu kornifikasyon
yaklaşık 3 ay boyunca devam eder ve
sonunda kıl sapı folikülden ayrılır.
KIL FOLİKÜLÜNÜN HİSTOLOJİK YAPISI
Kıllar epidermal epitelin invajinasyonu sonucunda
oluşan elonge keratinize yapılardır.
Kılların rengi ve büyüklüğü ırka, yaşa, cinsiyete ve
vücut bölgesine göre değişir. Avuç içi,
ayak tabanı, dudak, glans penis, klitoris, labia
minora dışında her yerde bulunurlar. İnsan
vücudunda ortalama 5 milyon kıl folikülü
bulunmaktadır. Yaklaşık 100.000 kadarı saçlı
deride yer alır . Her kıl, epidermal invajinasyondan
yani kıl folikülünden gelişir
.
Kıl folikülü horizontal kesitte histolojik olarak 3 ayrı bölümden oluşur.
1) Kütikül
2) Korteks
3) Medulla
Kütikül:
Kıl folikülü horizontal kesit alınarak
değerlendirildiğinde kütikül, en dışta kalan, kornifiye
hücrelerden oluşan süperfisyel tabakadır . Kütikül
hücrelerinin uzunluğu ortalama 120 µm,
eni ise 20-80 µm’dir. Kütikül, transmisyon elektron
mikroskopisi ile horizontal kesit alınarak
incelendiğinde dıştan içe doğru A- tabakası,
ekzo-kütikül ve endo-kütikülden oluşmaktadır.
A-tabakasının sabit bir genişliği vardır ve sülfürden
zengindir. Ekzo ve endo-kütikülün
genişlikleri değişkendir. Kütikül membranı çok sayıda
gamma-glutamil-lisin izopeptit çapraz
bağları içerir ve bu da kütikül membranının kimyasal
maddelere karşı gösterdiği yüksek
direnci açıklar . Kütikül hücre membran kompleksinde
önemli yapılardan birini 18-
metileikozonaik asit oluşturur. Proteinlere kovalen
olarak bağlanan bu yapı saçın kuru
kalmasını engeller, kılın su içeriğini kontrol eder ve
kılı mekanik travmalardan korur (human
hair:a unique composite).
Korteks:
Korteks, iğsi şekilli kornifiye hücre tabakalarından
ve keratin filamanlarından oluşur. Korteks
hücreleri çok sayıda fibril içerir ve bu fibriller
spiral şekilde dizilmiş olup parmak izi patterni
olarak tarif edilirler. Korteks hücrelerinin
ultrastrüktürel yapısı kılın gerilebilmesini sağlar.
Medulla:
Medulla gevşek santral bir akstan ve kornifiye,
kuboidal hücrelerin oluşturduğu 2 veya 3
tabakadan oluşur. Medulla hücrelerinin içerdiği
keratin yumuşaktır, düşük oranda sülfür içerir
ve küçük partiküllerden oluşur. Bu partiküller yumuşak
keratinizasyon için tipiktir.
Kıl folikülü longitüdinal olarak 7 ayrı bölüme ayrılır
1) Kıl kanalı bölgesi: Deri yüzeyinden
epidermal-dermal bileşkeye kadar olan bölgedir. Alt
kısmı daha sonra intraepidermal infundibular üniteyi
oluşturur.
2) İnfundibulum: Sebase bezin açıldığı yere kadar olan
bölümdür.
3) Sebase bez
4) İstmus: Sebase kanal hizasında başlar.
5) Bulge (çıkıntı) alanı: Erektör pili kasının
yapıştığı ve folikül kök hücrelerinin yoğun
olduğu bölge.
6) Alt folikül: Çıkıntı alanından bulbusa kadar
uzanır.
7) Kıl bulbusu: Foliküler yapının en derin kısmıdır ve
foliküler yapıyı çevreler. Bulbusun en
geniş olan bölgesine Auber’in kritik hattı denir. Bu
hattın altında kalan kısımda kıl
büyümesini sağlayan mitotik aktivite ve ayrıca iç kök
kılıfının oluşumu gerçekleşir.
KILIN KİMYASAL YAPISI
Saç kılı, keratin moleküllerinin sıkı bağlarla
birbirine yapışarak oluşturduğu, çok katmanlı,
oldukça karmaşık bir biyolojik yapı gösterir. Saçı
oluşturan keratin molekülleri farklı
yapılarda ve değişik molekül ağırlıkları olan
proteinlerdir. Keratin sitoplazma içinde oluşur ve
yapısında sistein, serin ve arginin gibi birçok amino
asit vardır. Bu amino asitler peptit bağları
ile bağlanarak uzun zincirler oluştururlar. Keratin
yapısında yer alan disülfit bağları saç
keratininin suda çözünmemesini ve çok stabil bir
yapıya sahip olmasını sağlayan en önemli
etkenlerdir. Disülfit bağlarının herhangi bir nedenle
kopması saçı zayıflatır. Ancak diğer tuz
köprüleri var olduğu sürece kıl parçalanmaz. Saçın
yapısında keratin proteinlerinden başka
lipidler (fosfolipidler, kolesterol ve yağ asitleri)
eser elementler ve %20 oranında su bulunur.
Kıl şaftı ırklara göre farklı yapıdadır. Asyalılarda
enine kesitlerde kıl şaftının yuvarlak ve
geniş çaplı olduğu görülür. Afrikalılarda ise elips
biçiminde ve folikül spiral yapıdadır. Beyaz
ırkta ise bu iki şeklin arasında bir görüntü vardır.
KIL SİKLUSU
Kıl folikülünün ömrü 3 önemli faza ayrılır:
1) Anagen veya büyüme fazı
2) Katagen veya regresyon fazı
3) Telogen veya dinlenme fazı
Anagen faz yıllar, katagen faz günler, telogen faz ise
aylar sürer.
Anagen faz (büyüme fazı):
Anagen faz 6 alt gruba ayrılır [1-6], ilk beş grup
proanagen, altıncı alt grup metaanagen olarak
adlandırılır. Metaanagen döneminde anagen folikül
subkütan yağ dokusunda derinlere doğru
yerleşmiştir. Anagen fazın süresi vücuttaki bölgeye
göre değişkendir. Saçlı deride bu süre 2-6
yıl, bacakta 19-26 hafta, kolda 6-12 hafta, bıyık
bölgesinde 4-14 hafta kadardır. Anagen
fazda, matür folikülün kıl kökü dermisin derinlerinde
veya subkütan dokuda yer alır. Matriks
hücreleri oldukça aktiftirler, her 24 saatte bir
bölünerek medulla, korteks, kutikül ve iç kök
kılıfından oluşan kılı oluştururlar. En dış tabaka
hiyalinize olur ve sebase kanal düzeyinde
kaybolur. Anagen kıl, kıl köküne sıkıca bağlanır ve ancak
kuvvetle çekildiğinde kökünden
ayrılır. Kıl büyümesi ortalama 35 mm/gün’dür.
Katagen faz (regresyon fazı):
Anagen fazın sonunda başlayan katagen faz programlı
hücre ölümü ve apopitoz ile
karakterizedir. Sadece günler süren katagen fazda kıl folikülünde
regresyon oluşur. Bu fazın
başında saçlı derideki kıllarda gittikçe incelme olur
ve kıl sapının alt kısımlarında pigmentte
açılma olur. Proksimal dış kök kılıfı, iç kök kılıfı
ve kıl matriksi ortadan kalkar. Katagen
fazdaki organ involusyonu foliküler keratinositlerin
kontrollü apopitozu sonucu gerçekleşir.
Katagen ilişkili foliküler regresyon pigment
üretiminin sonlanması, dermal papillanın
yoğunlaşmasına neden olur.
Telogen faz (dinlenme fazı):
Telogen fazın saçlı deride ortalama 3-4 ay (100 gün)
kadar sürdüğü bilinse de ekstra ve
intrafoliküler sinyallerden etkilendiği için süresi
değişkendir . Bu fazda folikülün distal ucu
sebase bezin açıldığı yerin tam altındadır ve epitel
kesenin çevrelediği “club” şekilli kıl
içerirler. Telogen folikülleri oldukça diferensiye
mezenkimal, epitel ve nöroektoderm orijinli
hücrelerden oluşurlar. Bu hücreler arasında dış kök
kılıfındaki keratinositler, kıl folikülünün
kök hücreleri, dermal papillanın fibroblastları,
melanositler, sebositler, Langerhans hücreleri T
lenfositler, perifoliküler endotelyal ve mast
hücreleri, makrofajlar ve Merkel hücreleri yer alır.
Büyüyen kılların tersine telogen kıl folikülünün
innervasyonu ve vaskülarizasyonu iyidir.
Telogen folikül proliferatif ve metabolik aktivite
gösterir. Bunların sonucunda aslında telogen
fazın dinlenme fazı olarak değerlendirilemeyeceği
düşünülmektedir. Telogen fazın
sonunda saçlar fırçalamayla veya spontan olarak
dökülürler ve geride kalan epitel veya kök
hücreleri dermisin derinlerine doğru hareket ederek
papilla ile etkileşime girerler ve yeni
anagen faz başlar.
Ekzogen faz:
Kıl büyümesinin siklik özelliği insanlarda ve
hayvanlarda benzerlik gösterse de büyüme ve
dinlenme fazları türe göre ve vücuttaki bölgeye göre
farklılıklar gösterir. Birçok memeli
türünde eski kıl dökülmeden yeni kıllar büyümeye
başlar böylece hayvan hiçbir zaman çıplak
kalmaz. Aktif kıl dökülmesi kıl siklusundan ayrı bir
faz olarak kabul edildiğinden bu faz
ekzogen faz olarak kabul edilmiştir. Bu dönemi kontrol
eden aktif molekülün adhezyon
reseptör desmoglein 3 olabileceği düşünülmektedir.
Keratinositler üzerindeki desmoglein 3
ekspresyonu kıl şaftını tutmada kritik öneme sahiptir.
İnsan saçlı derisinde kıl foliküllerinin ortalama
%85-90’ı anagen, %13’ü telogen ve %1’den
azı katagen fazdadır. Her folikülün insan hayatı
boyunca 15-20 kez kıl siklusuna girdiği
düşünülmektedir.
Doğumda saçlı deride 1135/cm2 saç kılı varken bu
yoğunluk zamanla azalır. Birinci yılın
sonunda santimetre kareye düşen saç 795, üçüncü
dekadta 615 civarındadır. Normal bir
erişkinde saç sıklığı 310-500/cm2 arasında değişir.
Tüm saçlı deride kahverengi-siyah
saçlılarda 100.000 kadar kıl vardır. Bu sayı açık renk
saçlılarda %10 kadar fazla, kızıl
saçlılarda ise %10 kadar azdır.
KIL BÜYÜMESİNİN KONTROLÜ
Kıl siklusu, hormonal ve nöral faktörlerin kontrolü
altındadır. Östrojen, tiroid hormonu,
glukortikoid, retinoid, prolaktin ve büyüme hormonu
kıl siklusunu modüle ederler. En
dramatik etki gösteren hormonlar androjenlerdir. Kıl
foliküllerin innervasyonu zengindir.
Özellikle kıl folikülündeki çıkıntı alanında çok
sayıda Merkel hücresi, sinir sonlanmaları ve
kıl folikül proliferasyonunu kontrol eden
nörosekretuar hücreler bulunmaktadır. Katagen
dönemde kıl foliküllerinde büyümeyi inhibe eden
nörotrofinler gösterilmiştir.
KIL TİPLERİ
Kıllar yapılarına ve boylarına göre klasifiye
edilebilirler. Üç tip kıl vardır:
1 ) Lanugo kılı: Yumuşak, ince, medullasız kıldır.
Fetusu kaplar ve genellikle intrauterin
hayatın 8. ve 9. aylarında dökülür.
2 ) Vellus kılı: Kısa, ince, medullasız kıllardır.
Avuç içi, ayak tabanı, mukoza ve yarı
mukozalar dışında tüm vücut yüzeyinde bulunurlar.
Vellus kıllarının boyu nadiren 2 cm’i
geçer, çapları ise yaklaşık 0.03 mm civarındadır.
3 ) Terminal kıllar: Renkli, kalın, medullalı, uzun
kıllardır. Saç, koltuk altı, sakal, pubis kılları
örnek gösterilebilir.
KIL PİGMENTASYONU
Kılların rengi melanositler tarafından belirlenir.
Kıllar sadece aktif büyüdükleri dönemde
pigmente olurlar çünkü melanogenik aktivite kıl
siklusunun anagen döneminde gerçekleşir.
Melanositler anagen folikülde matriks bölümünde
lokalizedirler ve pigment üretirler. 3 tip
melanin vardır:
1 ) Ömelanin: Kahverengi-siyah rengi belirler.
2 ) Feomelanin: Sarı rengi belirler.
3 ) Eritromelanin: Kızıl rengi belirler.
Pigment kıl sapında korteks kısmında ağırlıkla
bulunur. Yeni kıl formasyonunda tipik olarak
pigment görülmez. Kıl rengindeki yoğunluk pigment
miktarıyla doğru orantılıdır.